Tuesday, January 30, 2007

Bir Zamanlar İstanbul 3

Karaköy İskelesi


Boğaz Köprüsü İnşaatı


Eyüp


Topkapı


Boğaz Donmuş Haliyle



Üsküdar


Galata Köprüsü


Boğaz

Bir Zamanlar İstanbul 2

Tophane


Taksim





İstiklal Caddesi








Galata







Cumhuriyet Caddesi









Bir zamanlar İstanbul
















Saturday, January 27, 2007

Friday, January 26, 2007

Küçük Ali

Küçük Ali

Küçük Ali okula basladigindan beri her gün ögretmeni Aysel hanima gidip,
- "Örtmenim beni yanlis sinifa koydunuz, benim yerim birinci sinif degil,
ablam üçüncü sinifta ama ben en az onun kadar akilliyim, hiç olmazsa beni
üçüncü sinifaalin" diye sikayet edermis. Bundan sıkılan Aysel ögretmen bir
gün Ali'yi kaptigi gibi okul müdürüne çikmis ve olayi anlatmis. Okul müdürü:

-"Peki" demis, "Bu çocugu bir imtihan edelim, yeri üçüncü sinifsa o sinifa
koyalim" ve baslamis sorgulamaya,
- Iki kere iki?
- Ali hemen"Dört" demis,
-"Sekiz kere dokuz?"
Ali hemen -"Yetmis iki" demis,
-"Kaç mevsim var?"
Ali hemen -"Dört" demis.

Bu sirada Aysel hocada
-"Müsaade ederseniz bir kaç soruda ben sorayim" demis ve sormus:
-"Söyle bakalim Ali, ineklerde dört tane ama bende iki tane var, bu nedir?"
Ali hemen
-"Ayak" demis, Aysel hoca sormus
-"Peki senin pantolonunda olupta benim pantolonumda olmayan sey nedir?"
Ali hemen yanitlamis -"Cep".
Bunun üzerine Aysel hoca dönmüs müdüre,
-"Uçe koyalim hocam" diyecekken
Müdür, Aysel hocanin sözünü kesmis,

-"Hocam, bu çocugu üçe degil besinci sinifa koyalim, zira son iki suale ben
dogru cevap veremedim"

Thursday, January 25, 2007

Can Yücel'den

Bilmelisin ki...
Duvarda asılı diplomalar insani insan yapmaya yetmez.

Bilmelisin ki...
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.

Bilmelisin ki...
Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizgi nereden geçtiğini bulmak zor.

Bilmelisin ki...
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da!

Bilmelisin ki...
Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok, ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

Bilmelisin ki...
Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil.

Bilmelisin ki...
Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.

Bilmelisin ki...
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendini affedebilmesi gerekiyor.

Bilmelisin ki...
Yüreğin ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

Bilmelisin ki...
Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz

Bilmelisin ki...
İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.

Bilmelisin ki...
Her problem kendi i içinde bir firsat saklar. Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.

Bilmelisin ki...
Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor...

Tuesday, January 23, 2007

Sunday, January 21, 2007

Hrant Dink Anısına




Yaşasın Halkların Kardeşliği


İnsanları sevmek ve değerlere önem vermekten başka bir suçu olmayan Hrant Dink anısına
ülkem kankaybetmeye devam ediyor........








Bu gün öldü elinde kardeşlik
Dostluk beraberlik umut özgürlük
Yüzükoyun gitti..

Yada siz öyle sandınız...
Pis , kokuşmuş zihniyetinizle
Öldürdüğünüzü sandınız , o güzel adamı
Beyinsizler sürüsü
Hala öğrenemeyeceksiniz
Sevginin umudun kardeşliğin ölümsüz olduğunu.

Nice Hrant Dink’ler var bu topraklarda
Nice yürek filizlenir şimdi onun yattığı yerden
Bir şahan gibi kalkar gökyüzüne
Yine sevgi yine umut dağıtır.
Zihniyetinizin üzerine bir karabasan gibi çöker
Utancınızdan kaçacak delik ararsınız
O sizi severken.......


(Kucaklaşma )19 ocak 2007

Friday, January 19, 2007

Can YÜCEL - Tersten Yaşamak




Süphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel

hatta mükemmel olurdu.


Nasıl mı ?

Cami'de uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içersinde, herkes

karsınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar

helal edilmiş vaziyette.


Tabuttan doğruluyorsunuz,yaslı,olgun ve ağırbaşlı olarak.

Herkes etrafınızda,büyük bir itibar,iltifatlar,çocuklar

torunlar hepsi hazır.


Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.


Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir

maaşınızı alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev...


Altmışlı yaslara kadar her şey garanti, huzur içinde

yaşıyorsunuz.


Sağlığınız gittikçe düzeliyor

Kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz.


Bir gün çalışmak istiyorsunuz ve ise ilk başladığınız gün size

hoşgeldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor

patronunuz..


Ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli

bir insan olarak ise başlıyorsunuz.

Herkes karsınızda elpençe divan...


Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler de başlıyor

gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz

Diğer hormonal Aktiviteler artıyor, fevkalade.....


Aman ne güzel günler başlıyor...


Derken birgün patron size artik üniversiteye gitsen daha iyi

olur diyor. Bu arada Babanız ortaya çıkmış,"fazla çalıştın"

diyor "artik eve don,isi bırak,okumaya basla,harçlığın benden

olsun..."

Keyfe bakar mısınız ?

Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor

Ekmek elden su golden bir donem başlıyor.

Partiler, Diskotekler, Kızların sayısı artıyor.

Derken Anne ve Babanız sizi oturup getirmeye başlıyor, araba

kullanma derdi de yok artik...

Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "evde otur, keyfine

bak,oyuncaklarınla oyna" diyorlar...

Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile

temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç

tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.

Derken Anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor

ve başka bir keyifli dönem başlıyor.

Mama artik her yerde, her an ve en taze seklinde hazır.

Bir gün karanlık ilik ve sıcak bir ortama giriyorsunuz.

Beslenmek için ağzınızı ağmaya dahi gerek yok, bir kordondan

besleniyor sıcacık yumuşacık ! Gürültüsüz ve patırtısız bir

ortamda yaşıyorsunuz.

Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz.

Veee günün birinde müthiş keyifli bir gece ile hayatiniz

bitiyor....


Can YÜCEL (1926 -1999 )

Yılmaz GÜNEY - Arkadaş



Arkadaş


Bir kıvılcım düşer önce
Büyür yavaş yavaş
Bir bakarsın volkan olmuş yanmışsın arkadaş
Dolduramaz boşluğunu ne ana ne kardaş
Bu en güzel, bu en sıcak duygudur arkadaş
Ortak olmak her sevince, Her derde kedere
Ve yürümek ömür boyu
Beraberce elele,
Olmasın hiç
O ta içten gülen gözlerde yaş,
Yollarımız ayrılsa bile,
Seninle ARKADAŞ!


Yılmaz GÜNEY

Thursday, January 18, 2007